SAYIN DOSTLARIM ;
Her ortamda, her zaman ve her olayda olduğu gibi, Devletimizin varlığı ve Milletimizin birliği konusunda haince eylemlere destek verenler yanı başımızda ve biz onları katkılarımızla büyütüyoruz.. Kimi sanatcı, kimi yazar, kimi gazeteci-dusunur, kimi entel ve kemik yalayicisi olan bunlar büyüdükçe daha fazla zarar verme olanaklarına kavuşuyorlar.. Neticede, bizler kendi ayaklarımıza kurşun sıkmış oluyoruz.. Geçenlerde, sozde eski Ermeni iddiaları konusunda tazminat ödemeyi kabul eden sigortanın AXA (Fransız) olduğu ortaya çıkmiştı. Şimdi de yerel banka sloganıyla içimize giren bankanın marifetlerini izliyoruz..
Bu benzer olayları izledikçe, son günlerde gündeme getirilen " "TÜRK HALKININ MANKURTLAŞTIRILMIŞ OLDUĞU" iddialarının doğru olabileceği ihtimali akılları karıştırıyor..
Bu MAHKURTLAŞMA ne demektir?
Bu kavram gündeme ATO Başkanı Sayın Sinan AYGÜN tarafından yazılan " Avrupa Tuzağında Mankurtlaşan Türkiye " isimli kitap piyasaya çıkınca geldi..
Bir televizyon proğramındaki açıklamalar ve Sayın Rahmi TURAN'ın yazısında açıkladığı üzere, bu MANKURT kavramı ilk kez Kırgız Yazar Cengiz AYMATOV'un yazdığı ve “Gün Olur Asra Bedel” adıyla ülkemizde yayınlanan kitabında geçer.. Bu kitabta, Nayman Ana söylencesinde bu kavram şöyle anlatılır;
" Mankurt, efendisine sadık, onun sözünden asla çıkmayan, başkalarını dinlemeyen, karnını doyurmaktan başka bir şey düşünmeyen bir yaratık.. Açlıktan ölmemek için yiyecek, donmamak için eskide olsa giyecek verdiniz mi, başka bir şey istemez.. Ve bu mankurt, efendisinin emriyle, kendisinden, aslına dönmesini isteyen öz annesini bile öldürecek kadar kimliğinden ve kişiliğinden uzaklaşır...
Sinan AYGÜN, kitabında ve söyleşisinde bu bilgileri vererek, özetle; " bu söylence, bugün ki Türkiye'nin bir gerçeğidir " dedikten sonra şu değerlendirmeleri yapmaktadır;
" emperyalizmin Türkiye'yi mankurtlaştırma süreci hemen, hemen tamamlandı.. Ülkemiz, beyinleri dumura uğrayan, ulusuna tarihine, kültürüne, dinine, bütün öz değerlerine yabancılaşmış kalabalıklarla dolu..
Yabancılaşmanın ötesinde, köleleşme olgusu ile karşı karşıyayız. Beynini ve vicdanını batı değerlerine göre biçimlendiren satılık ve kiralık ruhlar ülkesine döndük..
İhanet koalisyonlarının oluşturduğu korodan çıkan sesler, vatansever çığlıkları tamamen bastırdı. Emperyalist dayatmalarına itirazın adı PARAYONAKLIK oldu.. Bu ne cürettir ki, duvarlarımızdan Mustafa Kemal'i indirmemiz bile istendi.. Çünkü, mankurtlaştırdılar bizi..
Sonuç, cinnet geçiren bir toplum, suç cenneti bir ülke, dilini, dinini, tarihini unutan gençlik, işsizlik, yoksulluk, cahillik..." diyerek sözlerini tamamladı.
Açıklamalar böyle devam edip gidiyor. Bu arada ATATÜRK'ün kendi ocağı ve yuvası olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı, bürövesinden Atatürk’ün nasıl ve kimlerce çıkartıldığı sorunu da tam açıklanmadı diyebiliriz..
Ülkemizin dış güçler ve dahili hainlerce tezgahlanan, planlı, sistemli ve sürekli uygulanmakta olan bir çok OYUN sahası haline gelmiş olduğunu hala anlayamadık.. Hatta, bu oyunlarla yetinmeyenler, belli konu ve yörelerle ilgili başka sinsi planları uygulayarak " OYUN İÇİNDE OYUN " sistemine bile çoktan başvurmuşlar da bizlerin haberi yok, haberi olanlar da mankurtlaşdıkları için bilmiyorlarmış gibi davranıyorlar veya aldırmıyorlar.. Bazen de, çok küçük bir menfaat uğruna, ülkesel menfaatleri göz ardı edebiliyorlar...Bunun örneklerini vereceğiz. Oyun içinde oyunlardan biri olan " Günümüzde KÜRTLEŞTİRME sürecinin son aşamasına gelinen ilimiz neresidir ? " sorusuna cevap vereceğiz..
Sağlık ve mutluluk dileklerimizle,
YAZAN : Av. Naci SÖZEN Mayıs 2006 - ANKARA
29 Ağustos 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder