13 Haziran 2008 Cuma

Nerelerde Rastladım ?

ERMENEKLİYE NERELERDE RASTLADIM ? – (11)

( Galiba, Arabada Ermenekli Var ? )



İzmir’de geçici görevle bulunduğum 1980’li yılların başlarıydı. Gece yarısından sonra sokağa çıkma yasağı uygulanıyordu. Bu nedenle, misafirliğe, gazinoya veya sinemaya gidenler yasak başlamadan evlerine veya kalacakları misafirhaneye dönmek zorundaydılar. Bir akşam, İzmir’in Karabağlar semtinde oturan akrabalarımızı ziyarete gitmiştim. Çaylar içilip sohbetler edilirken, geç kalmamak için, çaktırmadan, saatin kaç olduğunu da gözetliyordum.

Konak civarındaki Orduevine zamanında varmak için biraz erken, ev sahipleriyle vedalaşıp yola çıktım. İlk gelen dolmuşa bindim. Araba şehir merkezine doğru gittiğinden zaman itibariyle yolcu fazla değildi. Arka koltuklarda iki kişi, ortalarda ben ve ön koltukta bir bay ve yanında bir bayan yolcu vardı. Dolmuş, Eşref Paşa semtinden aşağıya eğildi. Konak meydanına inen yol “ varyant “ denilen kıvrımlar şeklindeydi. Dolmuşun içindeki sakin ve sessizlik ortamı, ön koltukta oturanların konuşmaları arasında geçen “ aluuuu, otobüsü kaçıracağız hoyuuu “ şeklindeki feryatla değişti. Belli ki, bu yolcular Konak meydanından başka bir otobüse binecekler ve şehirler arası otobüs garajına yetişeceklerdi.

Beni ilgilendiren husus, bu yolcular arasında geçen konuşmanın içeriği değil, kelimelerin uzatılarak (sündürülerek), farklı, yani, bizim bölgenin insanı lisanıyla (lehçesi-ağzı) konuşuluyor olmasıydı. Hemen dikkatimi yönlendirdim. Sessizlikten faydalanarak, kendi kendime “ dolmuşta Ermenekli var gibi “ diye mırıldandım. Öndeki çift, hemen başlarını arkaya çevirerek sesin sahibini aramaya başladı. Göz göze gelince, gülümseyerek, Ermenekli olduğumu, konuşmaların bana yabancı gelmediğini söyledim. Dolmuş süratle son durağa yaklaşıyordu.

Dolmuştan inerek tanışma faslını da tamamladık. Yolcu çift, uzun yıllar Ermenek Belediye Meclisi üyeliği ve Başkan vekilliği de yapmış olan terzi Muhittin DEMİRAYAK ve eşiydi. Kısa bir konuşma-tanışma sonrası garaja doğru yolcu ettik. Bu tanışmayla başlayan dostluğumuz halen devam etmektedir. Kendisi, nesli tükenmiş olan “ ısmarlama elbise diken “ eski terzilerin son temsilcisi olarak halen mesleğini icra etmektedir. Ermenek merkeze her vardığımda, dükkanına uğrar ve kapıdan girerken “ dolmuşta Ermenekli mi var? “ diyerek tanışma olayını hatırlatırım. Demek ki, Ermenekliye her an ve her yerde rastlayabilirmişiz dedirten bir olayımız da bu …


Yazının sonunu “ Bakalım, Ermenekliye, Başka, Nerelerde Rastlayacağım ? “ diyerek bitireyim..

Yazan : Av. Naci SÖZEN , 15 Haziran 2008 / ANKARA

Hiç yorum yok: