ERMENEKLİYE NERELERDE RASTLADIM ? – (11)
( Ankara’da Bir “ Ermenek Ticaret “ Mağazası Vardı )
Ankara günlerimizin başladığı 1990’lı yıllarında, bir tatil günü, Ulus semtinden yürüyerek Opera-Sıhhiye istikametinde geziyordum. İtfaiye meydanına ulaştığım noktada bulunan ve gelip geçenlerin dilek tuttukları “ Karyağdı Sultan “ türbesinin yanından geçince karşıma çıkan pasaja yöneldim. Giriş kapısı üzerindeki tabelalara bakarken “Ermenek Ticaret” yazılı bir çerçeve dikkatimi çekti. Tabelada “ Telefunken Ürünleri Bayisi “ yazısı da vardı. Araştırmacı duygularım, her zaman olduğu gibi, beni, pasajın alt katlarına inerek bu mağazayı bulma ve sahipleriyle tanışma yönünde hareket etmeme neden oldu.
Çarşının (iş hanı) alt katına indiğimde, daha ayrıntılı ilan ve reklamların asıldığı bir kapı ve içerisinde televizyon başta olmak üzere, dayanıklı ev eşyaları satılmakta olduğunu gördüm. Müşteri gibi içeri daldım ve kasada oturan kişiye selam vererek süreci başlattım. Kendimi tanıttım ve Ermenekli olduğumu söyledikten sonra, Ermenek ismini kullanmalarının dikkatimi çektiğini söyleyip, bu kentle ilgilerini sordum. Kasada, paraları tahsil eden bu genç adam, atalarının Ermenekli, soy isimlerinin de “ Metinermenek” şeklinde olduğunu, bildiği kadarıyla anlatmaya başladı.
Patronun oğlu olan genç adamın bildiklerine göre, bu ailenin büyük dedeleri Ermenek merkezden, asırlar önce, medrese eğitimi için Konya’ya gelmiş, eğitimi tamamlayınca da Ankara şehrine geçmişti. Bu şehre yerleşmelerinden sonra, Ermenek ile hiçbir irtibat kurulmamış ve geçen nesiller boyunca da bu kopukluk devam etmişti. Öğrendiğim kadarıyla, ailenin, ata diyarı Ermenek ile bağları tamamen kopmuş durumdaydı. Benim aklıma takılan ise, bu kopmaya rağmen, soy isimlerinin “ Metinermenek” oluşunun bir açıklamasının olması gerektiğiydi.
Ailelerine ait bir lakap veya belirgin özellik söyleyebilirlerse, gerekli araştırmayı yaparak, kopmuş aile bağlarının tekrar kurulmasına yardımcı olabileceğimi belirttim ve bazı örnekleri anlattım. Tanıştığım delikanlı, soy isimlerinin sırrı ve aile isimleri (lakapları) konusunu babasıyla konuşacağını ve bir hafta sonra bana bilgi aktarabileceğini söyledi. Bir hafta sonra görüşmek dileğiyle mağazadan ayrıldım.
Ermenek Ticaret isimli mağazaya bir hafta sonra tekrar uğradığımda, tanıştığım genç adamın beni beklediğini anladım. Hemen konuya girdim. Babasıyla konuştuklarını, ailelerinin, Konya’dan Ankara’ya göçleriyle birlikte bağların koptuğunu, buna rağmen dedelerinin vasiyeti üzerine “ Ermenek “ kökenini unutmadıklarını, hatta, Ermenek şehir merkezinde yaşayan atalarının lakaplarının “ Sarı Metin, Hasta Metin” şeklinde olduğunu aktardı. Nitekim, köken ve lakap unutulmamış ki, soy isim alınırken, bu iki kelime birleştirilerek “Metinermenek” kavramı oluşturulmuştu. Lakap ve kökene bu kadar bağlı olunmasına rağmen, o güne kadar, Ermenek veya Ermeneklilerle hiç bir irtibat kurulmamış olmasının bir açıklaması da yapılamıyordu.
Bir tesadüf eseri olarak tanıştığım bu eski Ermenekli hemşerilerime, konuyu yaz tatilim sırasında araştırabileceğimi ve sonbaharda bilgi getirebileceğimi söyleyip ayrıldım. Tatil zamanı Ermenek’e geldiğimde, elimdeki bilgilerle hemen araştırmaya başladım. Gerekli bilgilere ulaşmak çok da zor değildi. Çünkü, aynı lakapları (Sarı Metin, Hasta Metin) kullanmakta olan insanlar hala varlıklarını sürdürüyorlardı. Bu sülale, Ermenek otobüs garajı altında oturuyordu. Hatta, Kazancıda uzun yıllar öğretmenlik yapmış olan Sayın Alaaddin AĞARDAN hocamız da bu sülaleye mensuptu. Kendileriyle konuşarak bendeki bilgileri teyit ettirdim. Ermenek’te yaşamakta olan aile mensupları, Konya, Ankara, İzmir ve İstanbul dahil bir çok şehirde, sülalelerine mensup insanların yerleştiklerini biliyorlar , fakat irtibatlar kesilmiş olduğundan tanışmıyorlardı.
Bu konuyu biraz daha araştırdığımda, Kazancı merkez mahallede yaşayan Metin amcamızın da bu sülale ile yakın akrabalık bağı olduğunu ve ismini de sülalenin Hasta Metin lakabından aldığını öğrendim. Benim bu araştırmayı yaptığım yıllarda, Ermenek’te, Hasta Metin adıyla bilinen bir şoför vardı. Dodge marka kamyonu ile Konya’ya giderken, Çumra yakınlarında, Anar Turizm isimli bir yolcu otobüsü ile kazaya karışmış ve kamyon yoldan çıkarak kavakların arasına uçup ters vaziyette yatmıştı. Çevreden toplananların şaşkın bakışları arasında, ters vaziyette yatan kamyonun içinden yara almadan çıkan şoför Hasta Metin, durumlarına bir espri katmak için olsa gerek, muavinine dönerek “ Ali, durma, araba ters dönmüşken, şu aks, krank, eksoz borusu ve jantları bir yağlayıverelim “ demiş ve bu sözler yıllarca halk dilinde dolaşmıştı.
Ankara itfaiye meydanında karşılaştığım Ermenek Ticaret isimli mağazanın sahipleri olan hemşerilerime, aile mensuplarının halen Ermenek merkezde yaşamakta olduğunu isimlerle birlikte iletmek için sabırsızlanıyordum. Daha önce, İzmir’de karşılaştığım, Yaldız soy isminde bir kişinin, hiç tanımadığı Ermenekli akrabaları ile buluşmasını sağlamıştım. Tatilden Ankara’ya döndükten bir kaç gün sonra mağazanın bulunduğu çarşıya gittim. Girişten itibaren, önceden gözüme hemen ilişen tabelanın olmadığını fark ettim. Alt kata indiğimde mağaza da el değiştirmişti. Mağazanın yeni sahibi ile konuştum. Ermenek Ticaretin ekonomik sorunlar nedeniyle kapandığını, sahiplerinin adreslerini bilmediklerini öğrendim.
Sonuçta, araştırmalarımla ulaştığım bilgileri iletecek kimse bulamadığım için oldukça üzüldüm. Geçen zaman içinde, karşılaştığım hemşerilere konuyu anlatarak, aileyi tanıyanın olup olmadığını öğrenmeye çalıştım. Ankara Ermenekliler Derneği salonun duvarında asılı olan bir saatin üzerinde “ Ermenek Ticarek / Metinermenek “ kelimelerinin yazdığını gördüm. Yöneticiler, o saati hemşeri olduklarını söyleyen bir kişinin hediye ettiğini, adresini ve telefonunu vermediğini belirttiler. Kısacası, edindiğim bilgileri iletmek istediğim Ermeneklilere ulaşamadım…Belki bir gün tekrar karşılaşır ve bu bilgileri kendilerine iletiriz… Belki de, başka bir vesile ile irtibat kurulmuştur.. Kim bilir ??...
Yazının sonunu “ Bakalım, Ermenekliye, Başka, Nerede Rastlayacağım ? “ diyerek bitireyim..
Yazan : Av. Naci SÖZEN , 15 Mayıs 2008 / ANKARA
7 Haziran 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder