15 Mart 2008 Cumartesi

Kazancı'da Motorlu Araçlar

KAZANCI’DA MOTORLU ARAÇLARIN ÖYKÜSÜ

Kazancı ve Kazancılıların geçmişinde motorlu araçların gelişimini ve ulaştırma faaliyetlerini ele alan değerli yazarımız (Şair) İbrahim ŞAHİN’in sitede yayınlanmakta olan yazısını merakla okudum. Hayatımızın her anı ve her dönemi ayrı bir yazı veya öykü konusu teşkil etmektedir. Konuya bazı ilave bilgi ve ayrıntı katmak için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.

Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte, yurdumuzun her yerinde başlatılmış olan modernleşme ve gelişme çabalarına, elbette, Ermenek (Taşeli) yöresi de kayıtsız kalamazdı. Nitekim, bir çok ilde elektrik yokken ve sadece 4 ilçede elektrik varken, zamanın Ermenek yerel yönetiminin çabalarıyla Macaristan’dan ithal edilen elektrik motorları, Taşucu limanı ve Gülnar üzerinden Ermenek’e taşınmış ve su gücüyle üretilen elektrik devreye sokulmuştur. Bu dönemlerde, yöremize motorlu taşıtların ne zaman gelebileceği hususunda bir tahminde bulunmak imkansızdı. Bunun sebebi, coğrafi yapı nedeniyle, “ aşılmaz dağlar, geçit vermez vadiler ve dereler nasıl yol edilecek ve 4 tekerlekli araba Ermenek’e getirilebilecek ? “ sorusunun cevabında yatıyordu.

Zamanın Ermenek Kaymakamı Osman Fikri Bey (yolcu kaymakam deniyordu) , yol yapımına çok önem verdi. Çevre köy ve kasabaların halkına yol inşaatında çalışmak zorunluluğu getirilmişti. Bu dönemlerde, bölge ile ilgili yazılan ilk kitabın adı “Tekerleğin Değmediği Yer “ adını taşıyordu. Ermenek - Karaman ve Ermenek - Mut yollarının inşaatı devam ederken, yerel yönetimler ve devlet görevlileri el ele vererek Silifke- Gülnar üzerinden ilk motorlu aracı 1929 yılında Ermenek’e getirmeyi başardılar. Bu başarıyı bir telgrafla, Konya valisine “ medeniyetin ürünü olan motorlu araba şehrimize getirilmiştir” şeklinde duyurulmuştur. Konya valisi de cevabında, olaya pek inanmamış gözükerek “ bu olay nasıl gerçekleşti, araba nereden ve nasıl getirildi ? “ diye tel çekmişti.

Çevresel yollar tamamlandıkça halkın beklentisi de artmıştır. Anamur istikametine de yol yapılması gündeme gelmiş ve Karşıyaka köylülerinin hevesli çalışmalarıyla bu yol 1940 yıllarında Kazancıya kadar ulaştırılmıştır. Kazancıdan Anamur sınırına (Çandır boğazı) kadar da Kazancılılar tarafından uzatılmış ve bu çalışmalarda Kazancı halkının gösterdiği gayretler devlet evraklarına geçmiş ve halkımıza takdir yazıları gelmiştir. Bu yol çalışmalarının ayrıntıları, Sayın Halit BARDAKÇI tarafından yazılmış olan “ ERMENEK “ kitabında yer alır. Bu yollar tamamlandıkça, araçlar köylere ulaşmakta ve halk yol boylarına toplanarak merakla bu yeni icatları incelemektedir. İşte, bu yıllar içinde ilk motorlu araç Kazancıya ulaşır. Gelen ilk kamyonu inceleyen bazı Kazancılı sanatkar, kendi aralarında iş bölümü yaparak bir araba üretmek isterler. Marangoz olana “ sen ağaç kısımlarını incele, saç kısımlarını demirci ve kalaycıya gösterelim, içini de biz yapalım “ şeklinde talimatlar verildiği söylenir.

Kazancılı ilk motorlu araç sahibi, 1940’lı yılların sonlarında, ortak bir kamyon satın alan Hacı Muhtar (ERDEM) ve İmam Hüseyin (EREN) olmuşlardır. Hatta, bu yıllarda GARİN’de obada bulunan İmam Hüseyin amcanın annesi Sultan Ninenin, köyden gelenlere “ yollarda benim oğlanın eşeğini gördünüz mü? “ diye sorduğu söylenirdi. Motorlu araçlarla Ermenek başta olmak üzere, çevre il ve ilçelerle ulaşım çok yavaş bir seyir izlemiştir. Yolun yapılmasına rağmen uzun yıllar boyunca Kazancılı yine yürüyerek Ermenek ilçesine ulaşıyordu. Gurbet ellerden ilçeye gelen memur ve işçiler için iki seçenek vardı. Biri, kendilerine güvenleri varsa, Delallar üzerinden yürüyerek çayı yayan geçip kasabaya gelmek, diğeri de, hanlarda konaklayarak, Kazancı istikametine gidecek bir kamyon yakalamak ve ona binerek gelmek.. Kamyon ne zaman yakalanır bilinemezdi. Bu dönemde, buldukları bir kamyona, eşi ve iki çocuğu ile binen öğretmek merhum Veli KAYACIK, sarhoş olduğu iddia edilen şoförün, kamyonu yoldan kaçırmasıyla uçurumdan aşağı yuvarlanmış ve bu kazada genç yaşta hayatını kaybetmiştir. 1962 yılına gelindiğinde bu ulaşım sorunu hala devam ediyordu. Bu yılın Haziran ayında, biz, sınav için bir gurup olarak ve yayan Ermenek yollarına düştüğümüzde, Delallar düzlüğünde, karşımızdan, Türbesekisi mahallesine mensup ilk öğretmenlerde olan İbrahim Bey, Ermenekli olan hanımını, kiraladığı bir ata bindirmiş, yanında kendisi yayan olarak Kazancı yollarındaydı. Şimdi düşündüğümüzde, yabancı bir gelini nice güçlüklerle Ermenek ilçesine kadar, Manavgat uçurumları veya Bucakkışla vadilerinden “Selavatlar” içinde getireceksiniz, buradan da bir ata bindirip Göksu çayından kasabaya ulaştıracaksınız. Bu yolculuğu bir kez yaşayan bu yabancı bayanı, ikinci kez Kazancı yoluna çıkarabilmek her halde imkansız olurdu. Yani, bu dönemlerde gurbetten ilçeye ulaşanlar, araç bulamaz ve yayan yürüyemezse, tek çare bir at bulup onunla yolculuk etmekti. Ermenek ortaokulundan yarıyıl tatiline geldiğimiz 1964 Şubat ayı ortalarında, hafif bir kar nedeniyle cipler yola çıkamadı ve biz öğrenciler toplu halde, Alaköprü yoluyla, bir Pazar günü boyunca yürüyerek Ermekek’e varabildik. O zamanlar, bir yıl boyunca, sadece sömestri tatilinde Kazancıya gelebiliyorduk. Bu günlerde her gün ilçeye gidip gelenlere duyurulur.

Kazancılıların, Ermenek başta olmak üzere, Mut, Anamur, Konya, İstanbul, Silifke dahil bir çok merkeze ulaşımlarında emeği geçenlere gelince. Kasabamızda ilk ve uzun zaman motorlu araç taşımacılığı yapan ve bizleri şehirlere ulaştıranlar, Bakırcının Yakup (TOKSOY), Hakkı Gürbüz, Hacı Ömer (POLAT) ve Veyis CEYLAN’dır. İlk taşıma araçları Amerikan yapımı jip (Willys)’lerdi. Sonrasında pikaplar, dolmuş ve otobüsler devreye girdi. Beş kişilik jip 15 kişi ve yüklerini alabiliyordu. Sonra hizmete giren Pikaplar, yolcularla birlikte tüm satılacak yükleri yükler ve Anamur pazarlarına ulaştırırdı. Güz mevsimlerine, fıstık çıkarmaya gidecek erkek ve kadınları dolduran dolmuşlar, Anamur ve Silifke merkezlere ulaştırırdı. Son dönemlere kadar süren ömrünü taşımacılıkla geçiren merhum Yaşar EREN’i anmadan geçemeyiz.

Kazancıda taşımacılığa katkıları olan diğer kişiler, Kara Veli ve Kara Ali’nin ortak satın aldıkları bir minübüsü işletmeleri, bu aracın önünde “ geliyor kalenderler” şeklinde, arkasında da “ gidiyor kalenderler “ şeklinde yazılar vardı. Eski Muhtarlardan Merhum Hüseyin GÜRBÜZ ve Mustafa KOÇAŞ’ın ortak minübüs işletmeleri, Süleyman PEKER, Hüseyin PEKER ve de diğer kısa süreli araç işletmeciliği yapanlar. Bir ara, dolmuş ve kamyon satın alarak işleten Fahri ÇELEBİ, meslek olarak şoförlüğü seçen ve kamyon, dolmuş, otobüs işletmiş olan Mustafa ÜNLÜ (Nusgalı) ve Mustafa YILDIRIM ve dolmuş işleten Necati EREN sayılabilir. İlk traktör merhum Eyüb Ahmet (ÇAĞLAYAN) tarafından 1968 yıllarında 40.000 TL ile satın alınmıştır. Pazarlık, zamanın Divadın Kahvesinde yapılmış ve benimde izlediğim bir sırada, bizim, o güne kadar hiç görmediğimiz, fakat varlığını bildiğimiz 500 TL kağıt paradan, 80 adet saymıştır. Traktörü ilk getirenlerden Demirçi Mümin (Sağlam)’ın, Hollanda’dan ithal yoluyla işçilik statüsünü kullanarak sahip olduğunu da hatırlatalım. Günümüzün ve son dönemlerin taşımacıları bilinmekte olduğundan yazmaya gerek yoktur. Sadece, bölgemize ilk yolcu otobüsünü getiren ve taşımacılık yapan kişinin Eresilli Mehmet adıyla bilinen, zamanın ünlü şoförü olduğunu, bu kişinin sonradan Tarsus ilçesine göç edip orada yaşadığını belirtelim. Ayrıca, Kazancı üzerinden kütük (kereste) taşıyan Ermenekli ünlü şoförlerden bazılarının Yanık Ali, Beslentinin Necati (Manavgat uçurumundan uçtu), Kara Ahmet, Yarasa Süleyman ve Yüzbaşının Sami adıyla bilinen kişiler olduğunu da not edelim.

Bunca olumsuz yol ve arazi şartlarında taşımacılık yapılmış olmasına rağmen, Şükredelim ki, yollarımızda yaşanmış olan kaza ve can kaybı sayısı çok azdır. Hatırımızda kaldığı kadarıyla, 1960’lı yıllarda, Çavuş alanında, bir aracın devrilmesiyle yolculardan Gazi Kasım Alisi hayatını kaybetmiştir. Cepheden cepheye koşan ve sağ olarak köyüne dönebilen bu gazinin, böyle önemsiz bir kazada can veren tek kişi olması da bir kaderdir. Yine, bu dönemlerde, bir jip devrilmesiyle, sadece, çok değerli bir eğitimci olan merhum Abdullah Hoca (ERDEM) hayatını kaybetmiştir. Başka bir jip (jeep yazılır) kazasında Tepecik mahallesinden Karabacak lakabıyla bilinen bir köylümüz vefat etmiştir. Birkaç çarpma ve kamyon devrilmesinde de bir iki can kaybı daha olmuştur.

Bizim çocukluğumuzda, önceleri, Anamur , sonrasında, Ermenek istikametine ağaç taşıyan kamyonlar yollarımızdan eksik olmazdı. Bu araçların arkasında koşup tartılmak ve biraz onunla gitmek en büyük zevkimizdi. Köy içinde yavaş giderken tartılır, hızlandığında inerken yere savrulur yaralanırdık. Yollar ve vasıtalar gelmeden önceleri, yani, 1936 yıllarında, Kazancıda bulunan ulu ceviz ağaçlarının İtalyan ve Alman tüccarlarca satın alındığı, kütüklerinin Anamur kıyısına taşındığı da bir gerçektir. Bu dönemde, kütüklerin çift öküz koşulu olarak, şimdiki Dere Kahve civarına süründüğünü görenlerle konuştum. Fakat, zamanın şartlarında, bu devasa ağaçların yaylaları aşarak Anamur sahiline nasıl götürüldüğünü gören birine rastlayamadım. Sizin anlayacağınız, 2. Dünya savaşında Alman ve İtalyan ordularının kullandığı mavzerlerin ağaç aksamları Kazancı arazisinde yetişen ceviz ağaçlarından yapılmıştır. Tepecik mahallesinden araba yoluna çıkılan noktaya “ Sıra Cevizler “ denmektedir. Bu isimin nerden geldiğini uzun süre bilen çıkmadı. Nihayet, bir ihtiyar, burada yan yana duran ulu ceviz ağaçları olduğunu, çok eskilerde yıkıldıklarını, kök izlerinin halan toprak diplerinde görülebileceğini bize ifade etti.

Günümüzün Kazancı sokaklarında, yaz mevsiminde, araç park etmek için yer arandığını, her marka ve modelden, sayısız taksiler (Mersedes, Opel, BMW, Reno, Volvo, Ford, Toyota gibi lüks markalar dahil), jeepler, minübüs, otobüs, kamyon, traktör, kepçe, pikap ve de son yıllarda artan “ pat pat” isimli araçların varlığı, 1950’li yılların şartları ile karşılaştırıldığında, nereden nereye gelindiği kolayca anlaşılacaktır. Bir zamanlar “ köyümüze bir araba gelse “ diye hayal kurulurken, şimdilerde, araçlarla, Kırkkuyu yaylası dahil, Tozlu ve Toros çeşmelerinin başına kadar ulaşabildiğimizi unutmayalım.

Kazancı kasabasında, geçmişten bu güne, motorlu araçlarla, taşımacılık alanında hizmet vermiş, bizleri ve eşyalarımızı taşımış olan ilk öncü şoförler dahil olmak üzere, bu güne kadar bu alanda yer alan tüm hemşerilerimizi rahmet ve saygı ile anıyoruz.



Yazan : Av. Naci SÖZEN, Ocak 2008 / ANKARA

Hiç yorum yok: