15 Mart 2008 Cumartesi

Burçak Alanı

SANA DERİM, SANA, BURÇAK ALANI


Sana derim, sana, Burçak Alanı,!!
Başına takmışsın, sümbül, laleni.
Ezelden ebede, adet böyle mi ?
Hep senden mi geçer, Barcın güzeli..
Çolak Hasan (SONGUR)




YAKIMIN (MANİ) HİKAYESİ :


Kazancı Kasabası üzerinden göç katarlarının, Barcın, Kamışlı ve Köpüklü yaylalarına doğru gelip geçtiğini, bu geçişlerin merakla izlendiğini ve sürülerin arkasında salınarak yürüyen yayla güzellerine yakımlar yakıldığını önceki yazılarımızda anlatmıştık. İşte, böyle bir göç sırasında gördüğü Barcın güzelinden etkilenerek bu maniyi söyleyen değerli büyüğümüz Hasan SONGUR’u saygı ile anıyoruz. Bu maniyi kendisinden yıllar önce dinlemiştim. Başka mani ve şiirleri de olduğunu ve yazılmadığı için unutulup gittiğini de biliyoruz.

Kazancı Merkez mahallede halen yaşamını sürdürmekte olan Sayın Hasan SONGUR, tespitlere göre 99 yaşı ile kasabanın en yaşlı kişisi durumundadır. Önceki yazılarımda da belirttiğim üzere, kendisi, Kazancılı Filozof insanların en sonuncusudur. Son yıllarda rahatsız olduğu için kahvelere ve sokağa çıkamamaktadır. Benim araştırmalarım sırasında, eski devirlere ait bir çok bilgiyi ondan almıştım.

Kazancıda Türkçe eğitimin başladığı 1924 yılında ilk okula giden ve okuma-yazma öğrenenler arasındadır. Kendilerine eğitim veren öğretmenlerinin resmini uzun yıllar sonra kahve duvarına asılmasını sağlamıştır. Kendisi, koyu bir kitap dostu ve okuma hastasıdır. Kabalak yaylasında köylünün kovanlarını beklediği yıllarda, her hafta bir çanta kitap okuduğu, kovan sahiplerinin de “ kitap isteğine dayanamadık, gerisi önemli değil “ diyerek dert yandıklarını biliyorum. Haftalık erzak getirene, sudan, yemekten önce kitap getirmelerini istermiş.

Çolak Hasan büyüğümüzün derin bir kültürü ve siyasi bilgisi vardı. Uzun yıllar önce, siyasilerin konuşma yaptığı bir mitingde kürsüye çıkarak öyle bir konuşma yapmış ki, hayran kalan milletvekili adayları bir takım elbise hediye etmişlerdi. Çocukluğunda, Körhana ve Ayyanı (Ağayanı) denen yerlerde saray yıkıntısı olduğu ve duvarlar arasında oyun oynadıklarını, Derecikköy’de evler olduğunu anlatmıştı. Bu tarihler, yaklaşık 1906 yıllarına rast gelmektedir. Kısacası, kendisi yaşayan bir tarih ve bilgi kütüphanesidir. Kendisine, acil şifalar ve uzun ömürler diliyoruz.

Bir başka manide buluşmak dileğiyle…..


Derleyen : Av. Naci SÖZEN, Ocak 2008 / ANKARA

Not : Tüm yazılar ve siirler “ nacisozen.blogspot.com “ adresindedir.

Hiç yorum yok: