ERMENEKLİYE NERELERDE RASTLADIM ? – (5)
İstanbul (Yeşilyurt) Hava Harp Okulu eğitimimi tamamladıktan sonra, Teğmen rütbesiyle, pilot ve elektronik temel kursları için İzmir kentine intikal etmiştim. Yıl 1973, mevsimlerden sonbahardı. Katıldığım Gaziemir Eğitim Merkezi, kurslar biriminin amiri Yüzbaşı rütbesinde bir subaydı. Günlük görevler, eğitim planı ve yerleşim işleri bu kişi tarafından düzenleniyordu. Bir üst amir Yarbay rütbesinde bir subaydı. Bu amirle sıkça karşılaşmıyorduk. Bizlerin ilk katılış günlerinde, kısa bir konuşma yapmış ve başarılar dilemişti. Bu amirin yüzünü ilk gördüğümde, sanki, çok yakından tanıdığım birilerini görmüş gibi olmuştum. Fakat, bu kişinin, Ermenek bağlantısı olabileceğini aklımdan ve hayalimden bile geçirmemiştim.
Merkeze katılışımızın üzerinden birkaç ay geçmişti ki, yaklaşan dini bayram nedeniyle izinli gideceğimiz yerlerin adresleri istendi. Tabi ki, ben de, adres olarak Ermenek ilçesi, Kazancı Kasabası adresini yazdım. Onaylı izin belgelerini almak için merkez ofise gittiğimizde, beni gören üst amirin bana hitaben “ demek Ermeneklisin ha..” demesiyle birlikte, kendisini ilk gördüğüm zamanki düşünceler tekrar canlandı. Daha ben konuşmadan “ benim köküm de Ermenekli, uzun yıllar önce Ermenek’ten Karaman’a göçmüşler, oradan da İzmir’e geçmişler, irtibatlar çoktan kopmuş “ diye dert yandı. Bu sözleri duyduğum anda, amirimin adının Mustafa YALDIZ olduğunu hatırladım ve kendisinin Ermenekli tanınmış esnaflardan Emin YALDIZ Beye tıpa tıp benzediğini fark ettim.
Bir Ermenekli ile yine beklemediğim bir yerde ve inanılmaz bir pozisyonda karşılaşmıştım. Kendisini ilk gördüğüm anda birilerine benzettiğimi, bu konuşmadan sonra YALDIZ sülalesine çok benzediğini ve tatilde Ermenek ziyaretinde durumu yerinde inceleyeceğimi söyledim. Yarbay Mustafa YALDIZ ve ailesi, kendilerinin aslen Ermenekli olduklarını bilmelerine rağmen o güne kadar hiçbir girişimde bulunmamışlar, soy adı verilirken de lakapları olan bu kelimeyi soy isim olarak seçmişlerdi.
Bayram tatili için Ermenek ilçesine gelince, merhum Emin YALDIZ’ın o zamanki dükkanına uğradım ve olayları anlattım. Kendisi, bana “ sülalelerinden bir ailenin, uzun zaman önce Karaman’a göçtüklerini, birkaç yıl sonra da bu şehirden bilinmeyen bir başka yere göç ettiklerini büyüklerinden duyduğunu, onlarla bir daha irtibat kurulamadığını “ anlattı. Kendilerinden adreslerini ve telefon numaralarını aldım, İzmir’deki amirimin adını ve adresini de ona verdim. Tatil dönüşü, bu bilgileri ve telefon numarasını Ermenekli Mustafa YALDIZ’a anlattım. Eğitim sonrası, başka merkezlere atandığımdan, Ermenekli amirimle bir daha görüşemedim. Fakat, arkadaşım eczacı Nuri YALDIZ ile zamanla yaptığım konuşmalarda, iki ailenin irtibat kurduğunu, Mustaf YALDIZ ve ailesinin Ermenek’e gelerek atalarının yurdunu ve akrabalarını ziyaret ettiklerini öğrendim.
Bu hikayede geçen olay, kuşaklar boyu irtibatını kaybetmiş ve hikayeleri akıllarda kalmış iki aileyi birleştirmiş olması nedeniyle, beni en çok etkileyen karşılaşma ve tanışma olmuştur. Bu yönü ile de beni çok mutlu etmiştir.
(Bakalım başka bir “ Ermenekliye Nerede Rastlayacağım “ diyerek bitireyim…)
Yazan : Av. NACİ SÖZEN Aralık 2007 / ANKAR
20 Ocak 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder