12 Eylül 2007 Çarşamba

Kazancı Coğrafyası

Kazancı coğrafyası, Taşeli (Taşlık yer) adıyla da bilinen, Orta Torosların tam orta yerinde bulunan dağlık bir bölgedir.. Yöremiz, Göksu Vadisi’nin güney yamaçlarında ve Ermenek İlçesi ile Güney-Kuzey ekseninde simetrik bir konumdadır. Arazimizin, Yayla- Sahil ayırımının yapıldığı yerde ve etrafını çevreleyen sıra tepelerin bittiği sınırda kurulu olan Kazancı, Ermenek-Anamur yolu üzerinde olup, Anamur'a 85 km, Ermenek'e ise 26 km mesafededir. Kasaba, Merkez mahalle, Yukarı mahalle, Bucak, Uluköy, Türbesekisi, Tepecik ve Gökçeler Mahalleleri olmak üzere 7 mahalleden meydana gelen Kazancı’nın 2000 yılı sayımına göre, nüfusu 5163, seçmen sayısı 1997 kişidir. Kazancının deniz seviyesinden yüksekliği (Belediye binası önü) 1173 metredir.

Ermenek bölgesinin en geniş ve verimli arazilerine sahip olan Kazancı coğrafyası, doğusunda Çatalbadem, İkizçınar ve Çavuş köyleri, batısında Gökçekent (Akmanastır), Ardıçkaya (Nadire) köyleri ve Anamur ilçesi arazileri, kuzeyinde Çavuş ve Gökçekent köyleri arazileri, güneyinde Çatalbadem köyü ile Anamur ve Bozyazı ilçeleri arazileri ile çevrilidir. Kasabayı, doğudan Kuzeye ve Batıya doğru, Kuşaklı beleni, Elmalıoluk/Teveklin tepesi, Kızıltaş, Sivrice belen, Akyokuş, Taşönü, Dönmenin yokuş ve Asar beleni bir V veya U şeklinde çevreler. Kasaba ve bu sıra tepeler yukarısına Yaylalar, aşağısına ise Sahil (sulanan sıcak yerler ) arazileri denir. Arazimizi, Güneyden - Kuzeye uzanarak, doğu ve batı kesimi olarak ikiye ayıran ana dere, Kızılalan dan başlar, kasaba içinden geçer ve Göksu çayına karışır. Eskiden bu derenin bir tarafı ekin olduğunda, diğer tarafa nadas veya sebze ekilirdi. Bu durum, “ekin salısı, nadas salısı” tanımlarıyla ifade edilirdi.

Kasabanın en büyük su kaynağı Aybahım (Aybeyim) pınarları olup, eskilerde bu suyun altında 7 adet su değirmeni işletilirdi. Bu kaynaktan başka, yaylalarda kuyular ve oluklar, sahillerde de değişik su pınarları mevcuttur. Kabalak, Yenicesu, Toros, Körkuyu, Popas, Kırkkuyu, Karakovanlık başta olmak üzere yaylalarımız mevcuttur. Bu yaylalarda bulunan dağ ve tepelerden , Bozdağ, Payamlıtepe, Yüksekeğrik, Kartal tepe, Kürtlü tepe, Buzluca ve Ortabozdağ sayılabilir. Yaylalardaki ova ve düzlükler, Burçaklanı, Kızılalan, Yenicesuyun alan, İlabadının Düz diye adlandırılır.

Sulanan arazilere “ sahil “ arazileri denir. Değirmen Alanı, Bozyer, Sulukara, Gönneli, Yavaşpınar, Akbelen, Demircilik, Masırlık, Göğesdos, Karacayer, İğdeli, Balduvar, Gazanpınar, Duvararası, Kütüklü, Göynük gibi adlarla anılan yerler vardır. Bikri örtüsü ve yaşayan hayvanlar yönünden hem Akdeniz bölgesinin, hem de Orta Anadolu’nun özelliklerini taşır. Yaylalardaki inlerden, oba yerlerine, ağaç ve bikri türlerinden hayvan çeşitlerine kadar olan ayrıntılı listeler ilerde yayınlanacaktır. Arazilerimizin ekili alanlarının büyük kısımları,, ilk devrilerde, Gülnarlılar hakimiyetine, Osmanlı döneminde Anamurlu Beylerin mülkiyetine, Cumhuriyet öncesi ise Ermenekli Ağaların eline geçmiştir. Bu dönemler ve el değiştirme öyküleri zamanı geldikçe yayınlanacaktır. Halen, çok az da olsa bazı araziler Ermeneklilerin elindedir.

Coğrafyamızın bizlere, geçmişten bu güne, çıkardığı en önemli zorluk ulaşım konusunda olmuştur. Bölgeye “ tekerleğin değmediği yer “ denmiş olması boşuna değildir. Ermenek merkeze ilk motorlu araç, Silifke-Gülnar üzerinden 1929 yılında getirilmiştir. Konya valisine “ medeniyet getiren ilk motorlu vasıta Ermenek’e gelmiştir “ diye telgraf bile çekilmiştir. Konya valisi bu telgrafa inanmamış ve karşı telle “ vasıta nerden, nasıl getirildi? “ diye sormuştur. Kazancıya ilk vasıta, bu tarihten 20 yıl sonra gelmiştir. Ermenek yolları, Kaymakam Osman Fikri Bey zamanında, (yolcu kaymakam denirmiş) halk birliği ile yapılmıştır. İşte, bu aşamada, Ermenek-Kazancı yolu da ele alınmış ve çevre köylerin katkıları da sağlanarak araba yolu Kazancıya bağlanmıştır. Bir müddet sonra, Anamur tarafından, yaylaların kerestelerini deniz kenarına taşımak için, Çandır ovasına kadar getirilmiş olan araba yolunu, Kazancıya bağlamak ve Koçaş ormanlarının kerestelerini de denize indirmek için girişim başlatılmıştır. Köylünün fedakar çalışmaları sonunda kasabadan Çandır boğazına kadar olan yol da çıkarılmıştır. Bu yol yapımındaki katkıları nedeniyle Kazancılılara özel teşekkür yazısı (emri) gelmiştir. Bizim çocukluğumuzda, kereste kamyonları köyden Anamur tarafına giderdi.

Kazancı coğrafyası, biz Kazancılılara, meyvecilik, hayvancılık, sebzecilik, tahıl ekimi, arıcılık, dahil her konuda imkan sunmuş, ağaçları, çalıları ve otlarıyla her canlıya gıda olmuştur. Her yerde olduğu gibi bizim bölgemizde de tabiat (çevre) sorumsuzca ve asırlarca tahrip edilmiştir. Yaylalarımızdaki asırlık ardıçlar, andızlar, meşeler başta olmak üzere ağaçlar, nergis, dağ menekşeleri, çiğdem, sümbül, lale, salep ve dağ yer elması gibi bitkiler yok edilmiştir. Arazilerin süsü sayılan, keklikler, tavşanlar azalmış, saksağan, sincap, vaşak, bülbül gibi hayvanlar görünmez olmuştur. Küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak artan kuraklı tehlikesi, kimyasal ilaçlar ve zehirlemelerle, arıların bile topluca ölmekte olduğu düşünülürse, herkese çevreyi koruma konusunda sorumluluk düştüğü anlaşılacaktır.

Kazancı arazisi, şifalı ve buz gibi akan pınarları, serin havası, nemsiz ve oksijen dolu havası ve lezzetli besinleriyle yayla sayılan, tam yaz tatili geçirilecek bir yerdir. Sıcak Akdeniz sahillerinde bunalan insanlar yazları buraya gelerek ev kiralamakta ve gönüllerince yaşamaktadırlar. Gelecekte önem kazanacak olan " YAYLA TURİZMİ " bakımından da önemli bir potansiyele sahiptir. Konya- Sarıveliler- Ermenek ve Karaman- Ermenek hatlarından gelecek ulaşım yollarının, mutlaka Kazancı üzerinden Akdeniz istikametine gideceği gerçeği iyi değerlendirilmelidir. Kültür şenlikleri veya yayla festivalleri de tanıtım konusunda önemlidir.

Bu coğrafyamızın olumlu etkileri ve insanı kendisine bağlayan özellikleridir ki, Kazancı dışında görev yapan memurlar ve işçi olarak çalışan bir çok Kazancılı, doğduğu topraklara geri dönmüş, emekli olanların hepsi yeni ev yaptırmışlardır. Kasaba, yörede en uygun “ EMEKLİ KENTİ “ olmaya adaydır. Ayrıca, çevresi ve konumu itibariyle de “ İLÇE OLMAYA ADAY “ kasabalardan biridir. Baraj yapımının neden olacağı kayıplardan, Yol-köprü-ulaşım sorunu başta olmak üzere,bir çok yönden zarar göreceğimiz muhakkaktır. Yinede, barajdan arazi kaybına uğramayacağımızı bilmek bizi teselli etmektedir.


HAZIRLAYAN : Av. NACİ SÖZEN, Haziran 2007 / KAZANCI
ERMENEK / KARAMAN

Hiç yorum yok: